Emekliler şokta!

Emekliler şokta!
Ramazan Bayramı öncesinde Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) arasında yapılan görüşmeler sonucunda asgarî ücretliye 5 aylık (yüzde 15,24) olarak tespit edilen enflasyonun yüzde 107 oranında ara zam artışı yapılarak bekar işçinin aylık ücreti 11 bin 402 TL’ye çıkarılmıştı.
Asgari ücret zam oranı da yüzde 34 oranında yapılmış oldu.
Yılın ikinci yarısından geçerli olacak emekliler için de aynı oranda zam yapılması bekleniyordu.
SSK (SGK)ve BAĞ-KUR emeklileri için belirlenen 6 aylık enflasyon yüzde 19,77 oldu. Beklentiler asgari ücretlide olduğu gibi olmasa da enflasyonun yüzde 70-75 üzerinde bir artış olması yönündeydi.
Buna göre de en düşük emekli aylıklarına yüzde 40-45 oranında kademeli zam umudu doğmuştu.
Ancak olmadı. Beklentinin ancak üçte biri verildi.
*
Sayın Cumhurbaşkanı emeklilere verilen yüzde 25 artışı “Enflasyona ezdirmedik” şeklinde müjde olarak açıklıyor.
Allah aşkına bunun neresi müjde?
6 aylık enflasyon yüzde 19,77 (yuvarlarsak) yüzde 20 yapıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan bu enflasyonun gerçekçi olduğuna inanılıyor mu?
Ayrıca asgari ücretliye 5 aylık enflasyonun yüzde yüzün üzerinde zam yapıldı.
Emeklinin 6 aylık enflasyonuna neden yüzde 5 ilave edildi?
Devlet çalışanlarla emekliler arasında ayırım yapar mı?
Zaten enflasyonun bu seviyede duracağına çoğunluk inanmıyor.
Muhtemelen verilen yüzde 25’lik zam oranı 2-3 ay sonra yüzde 15’e düşecek. Yılsonuna kadar belki de sıfırlanmış olacak.
“Enflasyonun hızı durdurulamadığı sürece yapılan artış oranlarının hiçbir değeri yok”
Hani faiz sebep enflasyon neticeydi?
Neden faizler indikçe enflasyon aşağıya inmedi?
Neden şimdi tersine faizler arttırılmaya başlandı?
*
Bakınız; TÜRK-İŞ, Haziran 2023’e ilişkin açlık ve yoksulluk sınırı verilerini açıkladı.
Verilere göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 10 bin 373 TL’ye, yoksulluk sınırı 33 bin 788 TL’ye yükseldi.
Bekâr bir çalışanın yaşama maliyeti de aylık 13 bin 471 TL’ye çıktı.
Edinilen bilgilere göre;
Emekli zamları sadece kök aylıklara yapılacak.
Buna göre, örneğin kök aylığı 6 bin lira olup hazine desteğiyle 7 bin 500 lira aylık alan emeklinin 6 bin liralık kök aylığına yüzde 25 zam yapılacak.
Bu emeklinin kök aylığı 7 bin 500 liraya yükselecek.
Ancak bu emekli zaten 7 bin 500 lira aylık aldığı için ilave zam almamış olacak.
Hazine, bu emekliye destek ödemesi yapmamış olacak.
Buna karşılık örneğin kök aylığı 6 bin 500 lira olan ve hazine desteğiyle 7 bin 500 lira aylık alan emeklinin 6 bin 500 liralık aylığı yüzde 25 artacağı için bu emeklinin yeni zamlı aylığı 8 bin 125 liraya çıkacak.
7 bin 500 lira emekli aylığı alıp kök aylığı 6 bin liranın altında olan bütün emekliler zamsız kalacak, 7 bin 500 lira aylığı almaya devam edecek.
Dolayısıyla; Dul ve yetim maaşına yüzde 0,
En düşük emekli maaşına yüzde 0,
Yüksek prim ödemiş emekliye yüzde 25,
Düşük prim ödeyen emekliye yüzde 25,
Asgari ücretliye yüzde 34,
Memura yüzde 85 zam!
Hesaplar karıştı değil mi?
Adalet bunun neresinde?
Bekâr birinin aylık yaşam maliyetinin 13 bin 471 liraya çıktığı ortamda bu aylık ücretlerle geçinilebilir mi?
İsteyen istediği tara çeksin.
Şimdi size birçoğunuzun bildiği bir hikâyeden bahsedeyim:
*
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği (SSCB) döneminin Devlet Başkanı Stalin ve çalışma arkadaşları birlikte toplanmış sohbet ediyorlardı. Stalin’in yüzünde alaycı bir gülümseme belirdi.
Sizler yıllardır devlet için çalışmış, ihtilale emeği geçmiş kişilersiniz.
Söyleyin bakayım halkın yönetime kayıtsız şartsız baş eğmesi için yöneticiler nasıl davranmalıdır?
Salonda bulunanlar çeşitli fikirler ortaya attılar. İçlerinde haktan, adaletten, demokrasiden, sürgünden, idamdan, hapisten söz edenler oldu.
Stalin söylenenleri beğenmedi.
Yönetimi eline geçiren en güçlü ve en yücedir. Halkın karşınızda baş eğmesi için ne gerektiğini size bir örnekle göstereyim.
Hemen çalışanlardan birine buyurdu:
Bana hemen bir tavuk getirin.
Tavuğu çabukça bulup getirdiler. Stalin salonda oturanların şaşkın bakışları arasında canlı tavuğun tüylerini yolmaya başladı. Tavuğun bütün tüylerini yolup cascavlak bıraktıktan sonra salonun ortasına saldı. Çalışma arkadaşlarına döndü:
Şimdi izleyin bakalım bu şaşkın tavuk nereye gidecek.
Zavallı tavuk çektiği azaptan kurtulmak için aralık kapıdan dışarı çıkmak istiyor ama soğuktan titriyor. Masaların altına giriyor, masa ayakları canını acıtıyor. Duvar diplerine gidiyor ama her yanı yara bere içinde… Şömineye yaklaşıyor ama tüysüz derisi sıcağa dayanamıyor.
Çaresizlikten tüylerini yolan Stalin’in bacakları arasına sığınıyor. Stalin cebinden bir avuç yem çıkarıyor ve yolunmuş tavuğun önüne tane tane atıyor.
Yemlenen tavuk Stalin nereye giderse peşinden ayrılmıyor! Ağızlarını açmış şaşkınlıkla kendisini izleyen arkadaşlarına gülerek bakan Stalin şöyle diyor:
Gördünüz mü halk dediğiniz topluluk bu tavuk gibidir! Tüylerini yolacak ve serbest bırakacaksınız. O zaman yönetmek kolaylaşır…