Köşe Yazıları

Dostluk ve kardeşlik günü

 

Yıllar önce, Orhan Pamuk’un okuduğum “Kar” kitabının etkisinde kalarak, olayların geçtiği yerleri, gezmek-görmek özlemiyle gittiğim “Güneşin üşüdüğü şehir” Kars’ta, uğradığım Muhtar Paşa Konağındaki, “Tarihini bilmeyenlerin coğrafyasını başkaları çizer” sözü, bilhassa, 19 Mayıs gibi tarihi günlerde hep aklıma gelir…

***

20 yıldan bu yana, Karasu’da gittiğim tüm 19 Mayıs kutlamalarından, hep boynu bükük ayrılmam bu yüzdendir…

***

Geçmişte, coşkuyla, unutulmayan anılarıyla kutladığımız 19 Mayıslar, AKEPE ile birlikte içi boşaltılarak ve sadece “yapıldı” desinler diye, sözde kutlamalarla yarım saat, bilemediniz bir saat içinde bitiriliyordu…

***

Şimdi, sizlerle paylaşacağım tarihi anekdot ile 19 Mayıs’ın ne kadar büyük bir gün olduğu ve kutlamalarıyla toplumun nasıl dost ve kardeş bir havada yaşadığını anlatmaktadır…

***

19 Mayıs’ın “Atatürk Spor Günü” olarak kutlanması, 1935 yılında Güneş Spor Kulüp Başkanının, Federasyona başvurusunun kabulü ile başlar…

***

24 Mayıs 1935’de ise yapılan duyurularla yurttaşlar, Fenerbahçe stadında yapılacak Fenerbahçe-Galatasaray karması ile Beşiktaş-Güneş karması “Kardeşlik maçına” davet edilir…

***

Öğle saatlerinde olmasına rağmen, stadyum, tıklım tıklım dolar… Fenerbahçe-Galatasaray karması, kırmızı beyaz formayla, Beşiktaş-Güneş karması ise beyaz formalarla maça çıkacaklardır…

***

Kırmızı beyaz formalar son dakikaya kadar maça yetişmez… Bu defa Fenerbahçe ve Galatasaray, aralarında yazı-tura atarak, hangimizin formasıyla çıkalım kurasını atarlar ve Fenerbahçe kazanır, Fenerbahçe formasıyla maça çıkarlar…

***

Hakemin düdüğüyle başlayan maçta, stattan yükselen “Atatürk-Güneş Marşıyla” Fenerbahçe-Galatasaray futbolcuları sanki yıllardır yan yana oynuyormuş gibi müthiş bir uyumla başlıyorlardı maça…

***

Heyecanı yüksek geçen maç, Beşiktaş-Güneş karmasının 3-2 galibiyetiyle sona erer…

***

Bayram kutlamaları yalnız bu maçla sınırlı kalmaz… O günlerin sevilen takımları Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray, Anadolu Hisarı İdman Yurdu, İstanbulspor, Beykoz, Taksim Yeni Yıldız, Altınordu kulüplerinin geçit merasiminde ev sahibi Fenerbahçe alfabetik sırayı gözetmez ve centilmenlik örneği vererek en arkada yer alır…

***

Sahadaki tüm sporcular, Atatürk’e olan minnet borcunu şu sözlerle yerine getirirler… “Ey Varlığımızı yapan sevgili Atatürk! Açtığın yolda, kurduğun ülkede, gösterdiğin amaçta, hiç durmadan, irkilmeden yürüyeceğimize ve bu uğurda kanımızı güle güle akıtacağımıza söz veririz…”

***

“Atatürk’te, gençlerin bu minnettarlığına karşılık; 1937 yılında İngiltere Büyükelçiliği, Kralın, Atatürk’ün doğum gününü kutlama isteğine 19 Mayıs 1881 tarihi diyerek tarihi cevabını verir…

***

İşte 19 Mayısların anlamları bu kadar derin dostluk ve kardeşlik duygularıyla tarihi bilinci çağrıştırırdı bizim toplumumuzda…

***

AKEPE’ye kadar, her iki takım taraftarlarının beraber seyrettiği ya da karşılıklı tribünlerde hoş sloganlarla birbirlerine üstünlük sağlama yarışlarına girdiği Fenerbahçe-Galatasaray maçları, artık Fenerbahçe maçları, yalnız Fener taraftarlarıyla, Galatasaray maçları da yalnız cim bom taraftarları ile oynanıyor…

***

2011-12 sezonu şampiyonluğu mahkeme kararlarıyla da sabitleşen Fenerbahçe şampiyonluğuna, Trabzonspor’un itirazının devam etmesi, hatta bu sene hakkıyla elde ettiği şampiyonluğa, Fenerbahçelilere Trabzon yolunda uğradıkları suikastı hatırlatan stadyuma astıkları tüfek namlusu ucundaki kanaraya pankartı ile Fenerbahçe – Trabzon rekabetinin düşmanlığa dönüştürülmesi, tıpkı toplumumuzun Laik-Dindar, Türk-Kürt, Alevi-Sünni gibi

zenginliklerimizin ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı bir yara haline dönüştürülmesi, işte bizleri kaynaştıran 19 Mayıs ruhundan uzaklaştırma sürecini topluma yaşatmaya çalışan AKEPE zihniyetiyle daha da katmerleşiyor, toplumdaki zıtlıklar artıyor.

***

Yaşadığım ilçe Karasu’da, AKEPE ile ayağında top sektirme yarışı yaptırılan 5-10 gencin ve birkaç halk oyunlarıyla, Atatürk adının geçmediği şiirlerin İmam Hatipli öğrenciye okutturulmasıyla, yarım ya da bir saatte stadyumlar yerine küçücük parklarda bitirilen bayramlar, 20 yıldan bu yana, başı önde eğik aynı zamanda Atasına karşı bir suçlu edasıyla ayrıldığım bu bayram (içi boşaltılmış) MHP ve ulus bilinci ve coşkusunu silmeye çalışan AKEPE yöneticilerinin olduğu Karasu’da, tören yerinde yapacağım katılımla nasıl geçecek acaba?

SON SÖZ OLARAK;

Unutulmamalıdır ki, “Tarihini bilmeyenlerin ya da çarpıtanların coğrafyasını başkaları çizer!”