Köşe Yazıları

Dolar 1 lira olur mu?

 

Başlık aslında hepimizin merak ettiği bir şey. Eski Hazine Bakanı Berat Albayrak 19 Mart 2019’ta yaptığı açıklamada Dolar kuruyla ilgili alaycı şekilde şu sözleri sarf etmişti:

“Ağustos, Eylül, Ekim aylarında bol bol döviz alıp, ‘6 liradan, 7 liradan. Niye? Dolar 10 lira, 15 lira olacak ya. 6-7 liradan toplayalım dolarları, 10-15’e satarız.’ Sonra ne oldu? Dolar düştü 5 liraya. Bunlar şimdi kara kara düşünüyor. Şöyle bir kriz çıksa da füzeyi atsa da şu olsa da bu olsa da dolar yükselse de bir satsak da bir kâr etsek. Çok beklersiniz. Hele hele seçimden sonra çok daha beklersiniz.”

Seçimden bu güne kadar çok da beklendi sayılmaz. Topu topu 2 buçuk yıl geçti. Albayrak o gün konuştuğunda dolar 5,47 TL seviyesindeydi. Şimdi 9,60’ı geçti. Yani yüzde 75 civarında artış oldu.

***

Bildiğiniz gibi pazartesi günü, biraz da büyükelçiler krizi nedeniyle dolar neredeyse 10 TL’ye yanaştı. Neyse ki, ABD ve diğer ülkelerden gelen geri adım ve bu adımın Sayın Cumhurbaşkanı tarafınca da olumlu karşılanmasıyla birlikte şimdilik dalga boyutu normal düzeyine geldi.

Ancak önümüzdeki günlerde başka sorunlar çıkar mı bilemeyiz. Bu sistemde her şey olabilir.

Bu tür gelişmelerin önümüzdeki günlerde yinelenmesinin garantisi yok. O nedenle vatandaşlar acaba 10 lira olur mu diye sormaya başladılar.

Sonra, 11’i mi soracağız? Olur, onu da soralım ama asıl sorulması gereken bu yükseliş neden oluyor? Ya da lira neden bu kadar değer kaybediyor?

“Önce liranın neden değer kaybettiğini açıklayalım.”

Lira değer kaybediyor, çünkü ne yerli ne de yabancı Türkiye ekonomisinin AKP iktidarında düze çıkacağına inanmıyor. Yani birinci sebep “güven kaybı.”

İkinci sebep, ülkelerin borç rasyosunun sigortası olarak kabul edilen “5 yıllık risk endeksi CDS’lerin 460 seviyelerine doğru hareket etmesi.” Normalde 300’ün üzerine çıkan her puan ülke riskini o derece artırıyor ve yabancı yatırımcıyı ürkütüyor. Hatta ilgili ülkenin döviz cinsi borçlanma maliyetini de artırıyor. (Daha yüksek faiz ödeniyor.)

***

Bir taraftan yabancılar giderken, diğer taraftan yerliler de kendilerini yabancı gibi görüyor; kendi ulusal parası yerine dövizi “güvenli liman” olarak kabul ediyor. Bu nedenle yurtiçi yerleşik yatırımcıların döviz tevdiat hesapları 235 milyar dolara yaklaştı.

Zaman, yerlileri de haklı çıkarıyor. Parasını dövizde tutanların durumu hiç de fena değil. “8 liradan dolar alınır mı?” diyenler şimdi 9 liraya inse de alsak diye bakıyor.

Bazı “uzmanlar” ABD’den gelen falanca verinin bilmem neye yol açtığını filan söyleyebilirler.

İyi de, be kardeşim, bizim tek sorunumuz ABD verisi değil ki! Oradan gelen veri çoğu ülke parasında sadece yaprak kıpırdatırken, bizde neden fırtınalara yol açıyor? Çünkü, bizim asıl sorunumuz bizden kaynaklanıyor. Onu ne yapacağız, hangi ABD verisine bağlayacağız?

Türkiye’nin bulunduğu ligdeki ülkelerin merkez bankaları faiz artışına giderken, bizdeki faiz indiriyor. Neden? Çünkü kendi iradesiyle karar veremiyor. İlle biri dürtükleyecek. Yapmasın da görsün gününü. Diğerlerinin başına neler geldiğini bilmiyor mu?

***

Bir ülkenin parasının değerinin asıl belirleyicisi sadece “makro göstergeler” değildir, asıl önemli olan o göstergelerin o hale gelmesine de yol açan iktidar anlayışıdır. Göreve getirdiğiniz bir yargı mensubunun asıl belirleyicisi onun siyasi aidiyeti ise ya da bir ordu mensubunu tayin ederken baktığınız kriter buna benzer ise, o ülkenin parasının değer kazanmasını beklemeyin.

Geçtiğimiz günlerde Merkez Bankası (MB) Başkanı Meclis komisyonunda yaptığı sunumda “Kurlardaki yükseliş ile bizim faiz indirme kararımız arasında bir ilişki yoktur” dedi. Döviz kurları üzerine yazılmış herhangi bir yazı okuduğunuzda, orada “faiz oranları” kavramının ne kadar sık geçtiğini gördüğünüzde inanamayacaksınız.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu tarafından 21 Ekim Perşembe günü açıklanan 200 Baz Puan politika faiz indirimi kararının kurlar üzerinde  nasıl doğrudan etkili olduğunu da gördük. Dolar 9,28 TL seviyesinden hemen 9,48 TL seviyesine fırladı.

Demek ki; kurla faiz kararları bire bir bağlantılıymış.

Demek ki; ekonomik gerçeklikten uzak ekonomi yönetimi anlayışı ile ekonomi yönetilmeye çalışılırsa o ülkenin parası hızla değer kaybedermiş!..

1 Ocak 2005’de TL’den 6 sıfır atılırken  dolar/TL paritesi 1,35 TL seviyesindeydi. 2009 yılında aklı kıt ekonomistler “1 TL, 1 Dolar olur mu?” hayalindeydi.

Aradan 16 buçuk yıl geçti. Neyse, henüz daha 10 TL olmadı. Eğer ki yılbaşına kadar 10 TL olursa bir sıfır atılır,1 Dolar’a eşitlenir, olur biter.

Tabi bu biraz ironik oldu ama daha önce yapılmadı mı? Bu hükümet sisteminde neden olmasın?