Çöken devleti yeniden inşa edeceğiz

Çöken devleti yeniden inşa edeceğiz
Zafer Partisi Sakarya milletvekili adayı Cihan Kolip Artem TV’nin konuğu oldu. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kolip, çöken bir devlet anlayışını yeniden inşa etmenin iddiasını ortaya koymak amacıyla milletvekili adayı olduğunu söyledi.
Cihan Kolip kimdir?
Sakarya Kocaali ilçesi Kestanepınar köyü doğumluyum. Özel bir hastanede yoğun bakım sorumlu hekimi olarak çalışıyorum. Yaklaşık 29 seneyi bitirdim. Evliyim 3 tane çocuğum var. Zafer Partisi Genel İdare Kurulu üyesiyim. Daha önce ailemde veya şahsi geçmişimde siyasetle ilgili, 2019 seçimlerini saymazsak bir mazimiz yok. 2019 yılında da siyasete giriş nedenimiz tamamen, şehrimizin layık olmadığı şekilde yönetilmesi ve o kadar nitelikli özelliklere sahip olmasına rağmen, bugün doğudan gelen insanlar için bile plansız büyüyen büyük bir köy görüntüsünde olmasıydı. Bu şekilde anılan Sakarya’yı içimize sindiremediğimiz için aday olmuştuk. Benzer düşüncelerle bugün, Türkiye genelindeki kurumlarıyla birlikte çöken bir devlet anlayışını yeniden inşa etmenin iddiasını ortaya sermek amacıyla Zafer Partisi milletvekili adayı oldum.
Sizi siyasete nasıl ikna ettiler?
Her insanın hayata bir bakışı vardır. Ben gerek tıp fakültesinde karşılaştığım olaylarla ilgili, şehirle ilgili problemleri hep küçük kâğıtlarla duvarlara yazarak biriktirirdim. Bu durumda birinin sizi ikna etmesinden ziyade kendimizi Türk milliyetçisi olarak konumlandırdığımız için şehrimize ve milletimize karşı bir iddiamız olması lazım. Ülkenizde yaşanan olaylara karşı sorumluluk duygusu hissetmeniz gerekiyor. Bunu görmezden gelmek Türk milliyetçisine yakışır bir tavır değildir. Ben de bu anlamda iddiamı ortaya koyarak, şehrim veya ülkemle ilgili sorunları omuzlamaya gönüllü bir insanım. Bu düşünce benim bugün siyasette var olma sebebimdir.
14 Mayıs seçimlerinde seçmenden beklentileriniz nelerdir?
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde mevcut siyasi iktidarlar, ömürlerinin uzun olması ve her türlü menfaatlere alan açabilmeleri adına birtakım küresel güçlerle ülkeyi dizayn ederler. Bu anlamda ülkeyi de ikiye bölerler. Birleşik halk bir güçtür, eğer siz bu gücü karşınızda bulmak istemiyorsanız ülkeyi birkaç parçaya bölmek istersiniz. Bunu da ayrıştırmayı derinleştirerek yaparsınız. Türkiye’de insanların birbirine güven duygusu oranı çok düşük. Halkımız çok mutsuz ve geleceğe dair ümitli değil. Her iki ittifaka baktığımızda rencide edici ve vicdanlarını rahatsız edici unsurlarla seçimi kazanmak adına birlik oldular. Seçmenimizi burada uyarmak istiyorum. Yarın bir gün bu kadar geniş yelpazede Atatürk ile sorunu olan, Türk milletiyle derdi olan, ülkeyi bölmek isteyen insanları göz önünde bulundurarak oyumuzu kullanalım.
Siz bir sağlıkçısınız, Karasu Devlet Hastanesi büyük hayallerle açıldı ama doktor sıkıntısı hiç bitmedi. Bu konu hakkında düşünceleriniz nedir?
Bu problem Karasu’da olduğu gibi yurt genelinde de mevcut. Bu konuyu politika bu hale getirmiş. Bugün hekimlerin mesleklerini yaparken inisiyatif alma, veya hastasına aldığı eğitimi yansıtabilme adına bir takım kanunlar bu duruma engel oluyor ve artık bizim hekimlerimiz Türkiye’nin bütün sathında çalışmak istemiyorlar. Bu yasalar bu durumu bu noktaya getirdi. Biz bu politika dolayısıyla hekimlik alanındaki uzmanlarımızı kaybetme durumuna geldik. Tabi bunu ihtiyaca ve bölgenin dengelerini koruyacak şekilde planlayarak çözebiliriz.
Partinizin gündeminde olan konusu mülteci sorununa sizin bakış açınız nedir?
Hem eğitimde hem sağlıkta, sığınmacı olarak adlandırılan kişilerin bizden önceliği var. Her işte bir öncelikleri var, esnafta da bu durumu görüyoruz. 2019’da yüzde 10 oranında olan sığınmacı esnaf sayısı bugün yüzde 30-40’larda. Yerli esnaf, gıda satan sığınmacıların bir takım belgeleri ve vergileri ödemediği için kendilerinden avantajlı durumda olduklarını söylüyor. Bunları saha çalışmalarımızda duyup görüyoruz. Bu durumun yarın nasıl bir soruna dönüşeceğini tahmin dahi edemiyoruz. Bu buz dağının altındaki devasa bir kütlenin yaratacağı etki olarak da görülebilir. Zafer Partisi sığınmacılara duygusal bir yakınlaşma olarak bakmıyor, biz bu konuyu emperyalist bir proje olarak kabul ediyoruz. Türk milleti tabii misafirperverdir, ancak biz misafirliklerinin yeterli olduğunu söylüyoruz. Ülkelerine de Türk milletinin dostu olarak 1 yıl içerinde gerekirse zorunlu olarak göndereceğimizi vadediyoruz.
Milletvekili olduğunun takdirde bölgemizi ne kadar ziyaret etmeyi düşünüyorsunuz?
Geçmiş tecrübeleri yaşayan vatandaşlarımız sahada gezdiğimizde aynı soruyu soruyor. Bu konu gerçekten önemli bir konu. Ancak kişiden kişiye değişecek bir durum. Bazı kişiler milletvekili oluyor ve yanında başka bir milletvekili olduğunda birbirlerine meslektaşım diye hitap ediyorlar. Milletvekilliğini bir meslek veya yaşam aracı olarak görüyorlar. Bu anlayışa sahip bir insan mazbatayı aldığı zaman memlekete yararlı bir kişi olamaz. Çünkü fikri, zihniyeti ve hayata bakışı, duruşu farklı. Önemli olan milletvekili olmak değil, önemli olan Türk milliyetçiliğinin vermiş olduğu sorumlulukla gerek Sakarya’da gerekse ülkedeki önemli sorunları nasıl çözerizin iradesini sergilemektir.