Çehre değişir
Bulunduğunuz toplum her nerede yaşıyor olursa olsun gelişmişlik anlamında mesafe kat etmeniz ve sosyal ve ekonomik anlamda rahat bir döngüye kavuşabilmeniz için eldeki imkanları en verimli şekilde kullanabilme becerisine sahip olmanız gerekir. Bunlar da her türlü iklim şartı doğal yapı, coğrafi konum gibi etmenlerle şekillenir. Buna bağlı olarak da tarım, turizm, sanayi gibi alanlarda çeşitli fırsatlar doğar. Mesela bizim doğal yapı ve iklim şartlarımız tarımsal anlamda büyük bir nimet sunuyor. Her ne kadar son yıllarda mevsimsel şartlar bozuluyor olsa da fındık üretimi açısından oldukça iyi durumdayız. Ülke genelinde rekolte bazında en iyi fındığı çıkaran ilçeler arasında ilk sıralardayız. Ama öte yandan tarımsal anlamda bize bu nimeti sunan mevsim şartları turizm anlamında aynı fırsatı sunmuyor. Yine konum olarak sanayi yatırımları anlamında gerçekten çok cezbedici bir noktadayız. Daha önce de birçok kez yazmıştık. Hemen yanı başımızdaki liman, Karadeniz Sahil Yolu projesi, tren yolu projesi gibi büyük projeler Kocaali’yi yatırım açısından ilgi çekici hale getiriyor. Zaten yaklaşık iki yıl boyunca osb meselesiyle uğraşmamız da bunun bir göstergesiydi.
Şuraya kadar yazdıklarımıza kısaca bakacak olursak ilçe olarak en iyi fındık üreticilerinden biriyiz ama yeterince söz sahibi değiliz. Turizm açısından doğal yapı olarak, Çamdağıyla, Meleniyle, Maden Deresiyle, kilometrelerce uzanan tertemiz sahiliyle çok güzel şartlara sahibiz ama turistik anlamda söz sahibi bir konumda değiliz. Yine coğrafi konum olarak sanayileşme anlamında iyi bir yerdeyiz ama bir adım bile yol gidebilmişliğimiz yok. Kısacası imkan çok ama kullanabildiğimiz yok.
Yukarıda sadece tarım, turizm, sanayi gibi başlıca alanlardan bahsettik ama bunların arasında yer alması gereken en önemlisini sona sakladım zira o listede yer alması gereken eğitim var ki bence hepsinden daha kıymetli. Kocaali eğitim anlamında yıllarca sürüncemede kaldıktan sonra son birkaç yılda bu anlamda toparlama sürecine girmiş ve çıtayı yavaş yavaş yükseltmeye başlamış bir ilçe. Ve burada meslek yüksekokulumuzun tam kapasite hizmete girmesi de eğitimdeki çıtanın bir kademe yukarıya kaldırılmasında çok büyük bir etken.
Evet, tarım olsun turizm olsun bizim için oldukça önemli ama ben Kocaali’nin kısa ve orta vadeli plan yaparken yüksekokulu odak noktasına koyması ve planlarının her safhasına bunu düşünerek hareket etmesi gerektiği kanaatindeyim. Zira bu osb meselesinin en hararetli olduğu dönemde Yalova’da bulunan Gemi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi ziyaret edilmesi gerektiği fikrini de ciddi anlamda savundum. Hatta internet üzerinden elde ettiğim bilgiler doğrultusunda kapsamlı bir yazı da yazdım. Yine söylüyorum, adamlar müthiş işler yapıyor.
Sonuç itibari ile eğitim bizim her alanda düşünmemiz gereken planlarımızı yaparken göz ardı etmememiz gereken oldukça önemli bir unsur. Tabi bunu söylüyorum ama gidip okula yakın yerlerde inşaat yapmak cafe açmak yurt pansiyon açmak gibi algılanmasın. Tamam, bunlar da muhtemel ama benim burada bahsettiğim şey planların kurumsal anlamda birbiriyle tutarlılık göstermesi ve belirli bir kesime değil ilçenin tümüne hitap edecek projelerin ortaklaşa yürütülebilmesi.
Valhasıl, bu hafta yine buna benzer güzel bir gelişmeye şahit olduk ve ben de haber olarak elimden geldiği kadar yer vermeye çalıştım. Abidin Serhoş Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Ali Altay’ın Denizcilik Meslek Yüksekokulu’na ziyaretinden bahsediyorum. Pazartesi günü geç saatlerde bu konu ile ilgili olarak Ali Hoca ile bir süre görüştük kendisinden kullanmak için bazı bilgileri aldım. Ali Hoca kısaca diyor ki, iki okul da mesleki alanda eğitim veriyor ama içerik anlamında birbirleri ile bağlantıları yok. Madem Kocaali’de Denizcilik Meslek Yüksekokulu gibi büyük bir imkan var o zaman bunu biz de değerlendirelim. Biz okul olarak kapasite anlamında yeterli imkanları sağlayabilecek potansiyele sahibiz. Bizde de sektörle alakalı alan ve bölümler açılırsa hem kendi yüksekokulumuzu öğrenci bazında besleyecek potansiyelimiz olur, hem öğrencilerimize uzağa gitmelerine gerek kalmadan kendi ilçelerinde yüksekokul okuma imkanı sağlamış oluruz hem de ilçe olarak denizcilik alanında ortaöğretim ve yükseköğretim anlamında güçlü bir konuma geliriz. Yani Ali Hoca tam olarak eğitim anlamında kurumsal bazda bir iş birliği ve bütünleşmeden bahsediyor. Zaten benim de yıllardan bu yana “Kısa ve orta vade plan yaparken kapsamlı düşünmemiz gerek” derken bahsettiğim şey de bu.
Bu yazıyı yazmadan önce fikir edinmek açısından internetten şöyle kısa bir araştırma yaptım. Zira Ali Hocanın bahsettiği konu şayet üzerinde iyi düşünülür ve ciddi çalışılırsa okulun yapısını tümden değiştirebilecek bir güce sahip. Bunun içinde referans alınabilecek birçok yer var. Şu an Türkiye’de denizcilik eğitimi veren 46 tane Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi var. Ve her biri oldukları bölgeyi adeta ihya etmişler. En ilginç iki tanesini söyleyeyim. Bir tanesi Bitlis Tatvan Seydi Ali Reis MTAL diğeri de Van Tuşba Piri Reis MTAL. Diğer 44 tanesi Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz sahil illerinde. Van ve Bitlis. Adamların denizle uzaktan yakından alakaları yok. Sadece Van Gölü’ne sınırları var. Ama gitmişler denizcilik eğitimi veren bölümler, okullar açmışlar. Ve sıralamada İstanbul okullarıyla başabaş mücadele eder bir konumdalar. Adamlardaki öngörüye ve girişimcilik ruhuna bakar mısınız? Velhasıl bizim de elimizde referans alınabilecek birçok donemiz var. Şayet buralarla bağlantılar kurulur ciddi ve somut adımlar atılırsa Kocaali’nin çehresi bir anda değişebilir. Sektörde çok iyi yerlere gelebiliriz. Zira ben hep şunu savunuyorum. Altın, döviz, emtia, gayrimenkul her türlü yatırım aracı her ne olursa olsun mutlaka yüzde 50 oranında zarar riski taşır. Ama eğitime yapılan yatırım geleceğe yapılan yatırımdır, hiç bir zaman kaybettirmez. Sağlıkla kalın…