Köşe Yazıları

Bu sene de farklı olsun

Bu sene de farklı olsun

Sakarya’nın liman bulunan tek şehri Karasu. Dolayısıyla 1 Temmuz’da düzenlenen Denizcilik ve Kabotaj Bayramı kutlamaları da sadece Karasu’da yapılıyor.
Karasu’da yapılıyor da… Sanki Karasu, Sakarya’dan bağımsız gibi düşünülüyor. Kutlamaya ilden kimse davet edilmiyor. İlçede birbirimizi ağırlıyoruz.
Oysa vali bey başta olmak üzere Sakarya protokolü, milletvekilleri davet edilse, etkinliğin farkındalığı artırılsa…
Denizdeki sembolik törenin dışında eskiden olduğu gibi spor müsabakaları düzenlense ama bu defa bu organizasyonlara ilin farklı ilçelerinden de vatandaşların katılmaları sağlansa…
Aslında ne güzel olmaz mı?
Bu yazıyı neden şimdi yazıyorum? Çünkü 1 Temmuz’a bir hafta kala yazılan yazı “Zamanımız yok” gerekçesi ile geçiştirilecekti. “Zamanında söylesen olurdu belki de şimdi yetişmez” denmesin.
Ya da biri çıkıp “Kardeş, her şeyi de siz bilmeyin. Biz bize yeter kendi kendimize kutlarız” denilsin.
Ama hepimiz ne yaptığımızı, neden yaptığımızı bilerek yapalım.

Hepimize lazım olan yerler

Ortak kullanım alanları söz konusu olduğunda herkes diğer tüm kimliklerinden ari düşünmek zorundadır.
Nasıl ki Karan Bebek söz konusu olduğunda hepimiz tüm kimliklerimizi bir kenara bırakıp “İnsan olmak” üst kimliğinde bir ataya geldiysek… farklı noktalarda da bu duygumuzu işletmeliyiz.
Karasu’da yaz aylarında nüfus artışı yaşandığını hepimiz biliyoruz. Okulların kapanması ve akabinde kurban bayramı gelmesi görünen gerçekler. Bu dönemlerde nüfus patlaması yaşanması sürpriz olmayacak. Daha önce deneyimlediğimiz şeylerin benzer sonuçlar vermesini beklemek ve buna uygun önlemler almak durumundayız.
Amacım kimseye işini öğretmen falan değil de… Adam sendecilik yapacak halim de yok…
Yani “Bu benim işim değil” diyip kenara çekilebileceğimiz bir durum yok ortada. Hastaneye kimin ne zaman işi düşeceği belli mi? Zengin ya da fakir olmanız bir anlam ifade etmiyor. Karasu Devlet Hastanesi’ne işinizin düşmeyeceğini garanti edebilir misiniz?
Peki sizce hastanemizde yeterince doktor ve ekipman mevcut mu? “Bu sağlık müdürlüğünün işi” diyip kendinizi kenara çekmeniz mümkün mü?
“Bana ne kardeşim, ilgili birimler işi çözsün” diyip sorumluluğu üstümüzden atmamız mümkün.
Karasu Devlet Hastanesi’ndeki hangi birimlerde doktor açığı olduğunu bilmek ve bununla ilgili elinden geleni yapmak hepimizin görevi.
Halihazırda zaten hastanemizde bazı birimlerde hekim eksiği olduğunu biliyoruz. Önümüzdeki günlerde geçici görevle de olsa buraya yeni hekimlerin eklenmesi gerekliliği gün gibi ortada.
Bununla ilgili ne zaman adım atılmalı?
Cevap veriyorum: Hemen!
Kime ulaşılmalı?
Cevap veriyorum: Kimi bulursanız ona.
Kim ulaşmalı?
Cevap veriyorum: Sen…
Bu kadar basit.

Sivil toplumu bitirdik

Topluma hizmet etmenin pek çok yolu vardır. Topluma hizmet edenler bir karşılık beklemezler. Belki saygınlık bekleyebilirler. Şükran da olabilir. Ama menfaat gözettiğinizde topluma hizmet etmiş olmazsınız. Toplumun size hizmet etmesini beklersiniz.
Yerel seçimler yaklaşıyor. Pek çok aday pek çok koltuğa talip olup, “Size hizmet etmek istiyoruz” diyecek. Sonunda bu kişilerden bazıları seçilecek ve size hizmet etmeleri karşılığında sizden saygı bekleyecek.
Hepsi bu.
Ancak siyasetten çok daha değerli bulduğum sivil toplum kuruluşları var. Bu oluşumlar toplumun dileklerini ve beklentilerini yerine getirirken protokol sırası beklemezler. Sessizce işlerini yapıp kenara çekilirler.
Karasu’da ise durum bu şekilde değil. Sivil toplum kuruluşları siyasetin ya oyuncağı ya da arka bahçesi olmuş durumda.
Hatta belli meslek gruplarının haklarını savunması beklenen sendikalar bile siyaset yapmanın ilk basamağı olmuş durumda.
Hal böyle olunca sivil toplum kuruluşuna girenlerin yakın gelecekte siyasette olması bekleniyor.
Bundan yıllar önce Erdem Bal ile sohbet etme imkanımız olmuştu. “Abi bu kadar dolu adamın siyasette olması gerekmez mi” diye sorduğumda “Abim, herkesin siyasette olması, herkesin taraf olması topluma fayda sağlamayabilir. Bazı kişilerin de siyasetin dışında kalıp lazım olduğunda başvurulur halde kalması gerekir. Ben dışarda kalan insanlardan olmak istiyorum” demişti.
Turizm Derneği dışında da bir dernekte bulunmamıştı.
Şimdi ne demek istediğini daha iyi anlıyorum Erdem Abi’nin.
Umarım hepimiz anlarız…