Köşe Yazıları

Boş boş bakarız

 

Geriye dönüp baktığımız zaman son on yıllık süreçte bölgemizde, gerek ekonomik kalkınma gerek istihdam gerekse nitelikli insan kaynağı anlamında yaşanan en güzel gelişmeler nedir diye düşünecek olursak iki tanesi ön plana çıkıyor. Bunların biri Karasu’da son dönemde daha büyük bir hacim ve kapasiteyle işlemeye başlayan liman bir diğeri ise geçtiğimiz yıl hizmete açtığımız denizcilik meslek yüksekokulu. Bunlar bölgede fındık ve turizm geliri ve yatırımlarının haricinde yeni arayışlar oluşmasına neden olan, yeni ekonomik eklentilerin hayatımıza girmesi için zemin hazırlayan çok büyük adımlar. Şimdilerde çok fazla göze batmıyor gibi görünse de yakın gelecekte, fazla değil sadece bir kaç yıl içerisinde yerel ve ulusal yatırımcıların iştahını kabartacak derecede bir ivme ve yükseliş gösterecek. Emin olun, buna hep birlikte şahit olacağız. Bu arada son yıllarda uluslararası deniz üstü taşımacılık ve ticarete ilgi olabilecek en üst düzeye çıktı. Buna bir yılı aşkın süredir ceremesini çektiğimiz pandemi süreci de olumlu anlamda katkı sağladı ve sektör günden güne büyüyor. Türkiye’de bu pastadan payını alıyor. Geçtiğimiz günlerde ticaret bakanlığı tarafından açıklanan veriler ülkemizde bu işin nasıl ciddiye alındığının en büyük göstergesi konumunda ve yakın gelecekte çok daha büyük yerlere gelecek. Şu verilere bakıldığı zaman denizcilik ve gemi sektörü anlamında yapılan yatırımların ne kadar doğru olduğunu görüyoruz. Öyle sanıyorum ki bu anlamda başımıza gelebilecek en güzel şeyler geldi. Bir limana ve sektör için gerekli olan nitelikli personel altyapısını hazırlamaya yönelik bir okula sahibiz.

Her ne kadar yüz yüze eğitim henüz başlamamış olsa da okulumuzdaki eğitimler uzaktan eğitimle sanal ortamda devam ediyor. Salgın süreci ile alınan tedbirlerin normalleşme adımlarıyla kaldırılmaya başlamasıyla birlikte öğrencilerimizi de aramızda görmeye başlayacağız. Öte yandan mevcut okul binamızın inşaat süreci de hızlı bir şekilde ilerliyor. Yaklaşık iki hafta önce bununla ilgili son gelişmelere yer verdik. Öyle sanıyorum ki birkaç ay içerisinde tamamlanmış ve hizmete girebilecek hale gelmiş olur. Tabi bu gelişmeler az öncede söylediğim gibi bölgede yeni arayışların ve yeni yatırımların oluşması için iyi bir zemin oluşturdu. Biz de hem şahsi olarak hem de kurumsal anlamda bazı çağrıları yaptık. Özelikle yerli yatırımcılarımızın ellerini çabuk tutmaları konusunda uyarıda bulunduk. Şahsi olarak belirtmem gerekirse yazdıklarımın hiç birisi boş değil aksine oluşabilecek eksik ve ihtiyaçları araştırıp, görüp bilerek dile getirdiğim şeylerdi. Bahsettiğimiz eksikler de gün geçtikçe ortaya çıkacak.

Öncelikle yatırım konusunu kısaca ele almak istiyorum. Okul yerleşkelerinin kullanıma hazır hale gelmesi hiç şüphesiz öğrencilerimizin konaklama ve sosyal alan eksiğinin giderilmesi anlamında belirli bir ihtiyacı gündeme getirdi. Ve biz bu anlamdaki eksiği yerli yatırımcılarımız tarafından kısa, orta ve uzun vadeli planlar dahilinde giderilmesi gerektiğini, ekonomimize girmesi muhtemel nakit akışının yine yerli yatırımcılarımız aracılığıyla dahil olması gerektiğini bir çok kez söyledik. Zira bizimkiler elini çabuk tutmayınca adamlar ülkenin öbür ucundan gelip işi götürüyor, ondan sonra da vay efendim niye böyle oldu? Ayrıca bu yatırım meselesi anlamında ufak tefek girişimler olsa da ciddi derecede somut bir adı henüz yok. En somut adım ise üzülerek söylüyorum ki dedikodu yatırımında. Çıkıp sokağa şöyle bir ağız araştırması yapıyorsunuz duyduğunuz şeyler hep aynı. Falanca kişi okulun yakınından bir yerden arazi almışmış yurt yapacakmış. Filanca kişi yol üstünde yer almışmış da kafe yapacakmış. Hep bir çekememezlik, hep bir dedikodu. ‘Kafayı çalıştırıp sen de alsaydın’ deyince de benden kötüsü yok. Zaten lafı doğru yerden söyleyince bütün iyiler kötü olur, bizimki de o misal. Bırakın kardeşim, adam yurt açıp öğrenci aidatı ile ekmek yiyecekse yesin. Kafeterya açıp günde yüz çay 50 tane tost satarak evine ekmek getirecekse getirsin. Milletin dedikodusunu yapmayın. Hazır vakit varken kafanızı ilçeye katkı sağlayacak sektörel yatırımlara yorun. Küçük hesaplarla uğraşmayın.

Daha önceki yazılarımıza denk gelenler bilir, bu yatırım meselesini sadece yurtla kafeyle sınırlı bırakmadık ve sürekli gelişmeye açık olduğunu ifade edip açık kapı bıraktık. Bu hafta da okul müdürü Nuri Akkaş bizim aylar öncesinde bahsettiğimiz şeyleri destekler nitelikte bir açıklama yaptı. Açık konuşmak gerekirse kurumun resmi internet sitesinde haberi okurken oldukça heyecanlandım ve ilçem adına ümitlendim. Sizlerin de aynı heyecanı duyacağını ümit ederek geniş şekilde yer verdim. Zira açıklamanın içinde geçen cümleler ilerisi için ışık tutuyor. Denizcilik ve gemicilik sektörü ile ilgili ortak platform arayışı, bu konudaki iş birliği çağrısı Kocaali ve Karasu’yu Doğu Marmara’nın adı konuşulan bir sektör bölgesi haline getirme konusundaki çaba ve hedef göstergesi önümüzdeki süreçte nelerle karşılaşabileceğimizi gösteriyor. Ben buradan bir kez daha özellikle yerli yatırımcılarımıza çağrı yapmak istiyorum. Az önce de söylediğim gibi böyle büyük bir sektörel adım atılmışken buna bağlı yatırım sadece, yukarıda bahsettiğimiz küçük işletmelerle sınırlı değil. Yurt içi ve yurtdışı bağlantılı acenteliklerden tutun da kurulması muhtemel üretim haneler için parça temini, ham madde temini, deniz araçları üretimi, sarf malzeme temini, üretimi ve bunların montajı ve dahi satışına kadar yeniliğe ve yatırıma müsait yüzlerce çeşitli alan var. Bunlara yönelin. Buraya kadar yazdıklarım sanki bir yatırım tavsiyesi gibi görünüyor, kısa vadede getirisi olmadığı için üzerinde pek durulmayacak imajı veriyor ama göreceksiniz yakın gelecekte o kadar önemli bir hale gelecek ki belki de tarım ve fındık gelirimiz kadar büyük bir geliri bu işlerden elde edeceğiz. Özellikle ilçemizin ileri gelenleri ve yerli yatırımcımız bu bahsettiğim eksik ve ihtiyaçları ciddiye alıp ellerini çabuk tutup arayış içerisine girer ve yatırım bağlantılarını yaparlarsa bizim için çok büyük getirisi olur. Aksi takdirde yine ülkenin öbür ucundan birileri gelir, biz buradan üç beş çocuğumuz maaş sahibi oldu diye sevinirken adamlar buradaki parsanın asıl büyüğünü toplar gider, biz de ardından boş boş bakarız. Bu bir güç meselesi. Ve bizler gücü yöneten olmak ile güçle yönetilen olmak arasında karar verme aşamasındayız. Buyurun, tercih sizin. Sağlıkla kalın…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir