Bir Profesörümüz daha oldu
Bir Profesörümüz daha oldu
Karasu Lisesi eski mezunlarından olan bilim insanlarımızdan biri daha cübbesini giyerek Profesör unvanı aldı. Karasu’nun bilimsel camiaya kazandırdığı değerlerden biri olan Dr. Beytullah Karadayı, geçtiğimiz günlerde İÜ-C. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı’nda Prof. Dr. kadrosuna atandı. Evli ve 2 çocuk babası olan akademisyenimiz Prof. Dr. Beytullah Karadayı, Sakarya Kuzey Gazetesi’ne konuştu.
Akademik özgeçmişinizi kısaca özetler misiniz?
1970 yılında halen birinci derece yakınlarımın da ikamet ettiği Karasu’nun Kuyumculu mahallesinde (Kuyumculu Köyü) dünyaya geldim. İlk, orta ve lise öğrenimimin tümünü Karasu’da tamamladım. Eski adıyla Karasu Lisesinden mezun olduktan sonra, 1988 yılında İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde başlayan lisans eğitimim, uzmanlık eğitimim ve çalışma hayatım da dahil olmak üzere aralıksız olarak bilfiil 35 yıldır aynı kurumda devam etmektedir. 2016 yılından itibaren Doçent unvanı alarak sürdürdüğüm mesleki ve akademik kariyerim son olarak 2023 yılı başı itibarı ile profesör kadrosuna atanmam suretiyle devam etmektedir.
Bir akademisyen olarak mesleki uygulamalarınızdan ve bilimsel çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Ben Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalında öğretim üyesi olarak görev yapmaktayım. Dolayısı ile öğretim üyesi olduğumuz için birincil görevimiz Fakültemizdeki Tıp Eğitimi alan öğrencilerimize ve kürsümüzde uzmanlık eğitimi alan asistanlarımıza “Adli Tıp” eğitimi vermektir. Bunun yanında adli makamların tıbbi konularda ihtiyaç duyduğu bilgiler doğrultusunda “Resmi Bilirkişilik” hizmeti sunmaktayız.
Tabii ki bir akademisyen ömrü boyunca bilimsel çalışmalar gerçekleştirmeli ulusal ve uluslar arası ölçekte bilimsel mecralarda bunları yayınlamalıdır. Bu anlamda şu ana kadar benim de yazarı ve araştırmacısı olduğum pek çok bilimsel çalışma gerçekleştirilmiş ve uluslararası saygın bilimsel dergilerde yayınlanmıştır. Tümünde yürütücüsü olduğum ve biri hala devam eden Tübitak projeleri de olmak üzere toplamda 5 bilimsel projem bulunmaktadır. Bununla birlikte 100’ün üzerinde ulusal ve uluslararası mecralarda yayınlanmış bilimsel çalışmam bulunmaktadır. Bu çalışmalarıma şu ana kadar başka bilimsel çalışmalardan 400’ün üzerinde atıf (kaynak gösterimi) yapılmıştır.
Spesifik çalışma konularımın başında kimliklendirme gelmektedir. Son yaşadığımız Adıyaman merkezli yıkıcı deprem sonrasında kimliklendirme konusunun ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Biliyoruz ki insandaki her hücre o kişiye spesifik muhteşem bir bilgi (DNA) barındırmaktadır. Son yıllarda teknolojik gelişmelere paralel olarak kişilerin üzerlerinde bulunan faydalı ve zararlı bakterilerin insanlar arasında muhteşem ayrım gücü sağladığı mikrobiyota çalışmaları, benim de üzerinde çalıştığım ve pek çok bilimsel çalışma yayınladığım konulardan biridir ve hala bu konudaki çalışmalarım devam etmektedir.
Bir akademisyen olarak ilçemizden bu mesleği seçmeyi düşünen gençlerimize önerileriniz neler olur?
Akademisyenlik aslında çoğu zaman mesai kavramı olmayan bir meslektir. Çünkü az önce de ifade ettiğim gibi üniversitelerde yürütülen eğitim faaliyetlerinin yanı sıra bir akademisyen devamlı yenilikçi bilimsel faaliyetler gerçekleştirmelidir. Dolayısı ile bazen mesai saatleri dışında da çalışmak gerekmektedir. Bundan dolayı akademisyenlik özveri isteyen ama bir o kadar da manevi tatmini yüksek bir meslektir. Bu mesleğe yönelmek isteyen gençlerimize tavsiyem belki klasik olacak ama azimli olmalılar ve ne istediklerini bilmeliler. Bunun yanında güncel bilimsel çalışmaları yakından takip edebilmek için mutlaka iyi derecede bir yabancı dil öğrenmeleri gerekmektedir.