Köşe Yazıları

BBP Cumhur İttifakı’nda mı

 

Sizinle samimi bir şekilde sohbet etmek istiyorum. Mehmet Çatalbaş Karasu Belediye Meclis Üyesi olmanın yanında Küçük Sanayi Sitesi Kooperatifi Başkanlığı da yapıyor.

Sanayi’de bir gün sohbet ederken İstanbul Kağıthane’den olduğunu söyleyen bir adam geldi. Adamın Sanayi Sitesi’nin arkasında bir dairesi var. Site yöneticisi de olabilir bu kişi emin değilim. Adam Sanayi’nin arka tarafında kalan bir alana sosyal tesis yapılacağını, oyun parkları, kamelyalar ve cami içeren bu projeye Sanayi Sitesi’nin maddi katkı sağlamak isteyip istemeyeceğini sordu.

Gelen adamın adını bilmiyorum. Ama söyledikleri ilgimi çekti. Dahası hem belediye meclis üyesi hem de kooperatif başkanı olan Çatalbaş tüm bunları adamdan öğrenmiş oldu. Aradan kısa bir süre geçti Küçük Sanayi Sitesi’nin imarının değişeceğini öğrendik. Bunu da yeni planlar yapılırken gördük. Sonra Belediye Meclisi’nde Başkan İshak Sarı oraya çok daha güzel ve büyük bir cami yapılacağını söyledi. Sanırım sonunda adamın dedikleri doğru çıkacak da…

Bu adam bu bilgileri nereden almış ve Karasululardan daha iyi yerden daha iyi Karasu planını bilmek nasıl bir şeydir?

Bir başka konu daha var. Mehmet Çatalbaş bu bahsettiğim olayı Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici ile de paylaşmış. Destici de bu durumu Ali İhsan Yavuz’a aktarmış ve iddiaya göre de “Biz Cumhur İttifakı ortağı olarak Türkiye’deki tüm belediyelerdeki taleplerimize karşılık buluyoruz. Karasu Belediyesi’nde neden taleplerimiz karşılık bulmuyor” siteminde bulunmuş.

Hafızamız bizi yanıltmıyorsa Karasu’da Büyük Birlik Partisi Cumhur İttifakı’ndan bağımsız olarak seçime girmişti. Yine yanlış hatırlamıyorsak o dönemde Mehmet Çatalbaş da Cumhur İttifakı’nın karşısında hazırlanan listeden seçilmişti. Eğer seçimde iki başkan seçilmiyorsa da Cumhur İttifakı seçimi kaybetmeden BBP’nin kazanmasına ihtimal yoktu.

Bu şartlar göz önüne alındığında BBP yerel seçimde Cumhur İttifakı içinde nasıl yer almış oluyor?

Bu durum Mehmet Çatalbaş’ın her zaman kazandığını mı gösteriyor? Hani Barış Manço parçasında olduğu gibi: Süleyman hep başbakan, hep başbakan Süleyman…

 

BİZİM NEDEN HABERİMİZ OLMUYOR

Bir Ankara atasözü der ki, “Karasu Karasululara bırakılmayacak kadar değerli bir yer…”

Bu sözü ilk duyduğumda hem sinirlenmiş hem de bir haddini bilmez tarafından sarf edildiğini düşünmüştüm. Geçen zaman benim ne kadar yanıldığımı gösterdi. Çünkü o sözü duyduğumdan bu yana Karasu’daki hemen hiçbir şeye Karasulular karar vermedi. Karasu’ya yapılacak olan limana biz mi karar verdik? İhalesinin bitirilmesinden işletmesine kadar Karasu’dan bir kişiye sorulmuş mudur?

Karasu’ya dalgakıran yapıldı. Bunların ne şekilde olacağı, deniz görselini bozup bozmayacağı, doğal yapıya uygun olup olmadığı konusunda Karasu’dan bir kişinin fikri alındı mı? Sanmıyorum! En azından yapılacağı haber verildi. Ona da şükür.

Karasu’ya savunma sanayi kurulacağı ilan edildi. Yeri konusunda bile fikir soru sorulmadı. Kafadan gelip fabrikayı kurmaya başladılar. Sonunda yarım kaldı. O konuda bile bilgi verme gereği duyulmadı. Kulaktan dolma, zorlama, araştırma yöntemi ile kıt kanaat bilgi alabildik.

Atalarımız eşeğin fikri değil ölçüsü alınır derlerdi. Karasu’nun ölçüsü alınıp duruyor.

Bizi eşek yerine koyuyor olmasınlar…

 

 

BİZDEN HIZLISI MEZARDA

Karasu Belediye Meclisi pazartesi ve salı günleri ardı ardına toplandı. Birinci toplantı pazartesi günü saat 14’te, ikincisi ise Salı 10’da yapıldı.

Birinci oturumda bir plan değişikliği konusu gündeme geldi. Bu konu komisyona havale edildi. Komisyon üyeleri plan değişikliği yapılacak yer hakkında toplandı, konuyu inceledi, karara bağladı ve bir sonraki gün (toplamda 15-16 saat gibi bir sürede) meclise sunmayı başardı.

Sanırım bu Karasu tarihinde bir rekor. Hani arabaların arkasında yazardı ya “Bizden hızlısı mezarda” diye. Aynen öyle…

 

AZİMLİ ÇALIŞMA

BMC yatırımı durdurunca durdurulamayanlar oluyor tabi. Tesis çürüyeceğine biz buradaki demirleri ve değerli madenleri ekonomiye kazandıralım düşüncesinde olan yerel girişimciler BMC alanına girişmeye başlamış.

Bu alanın dışındaki duvarı alttan delip karşıya çıkan girişimciler ciddi bir miktar madeni yeniden ekonomiye kazandırmış. Bu kişilerin duvarın altından delik açmaları muhtemelen günler sürmüş. Bu adam bu enerjiyi başka yerde harcasa aslında daha çok kazanabilirmiş. Ama bu konuda azmetmiş.

Hayırlısı olsun.

 

ÇİFTÇİDEN HABERİMİZ VAR MI

Karasu ve Kocaali’de halen ana geçim kaynağı fındık. Kimse buranın sanayi ya da turizm şehri olduğunu söylemesin. Geride kalan yıllarda uygulanan fındık politikasından da kimse memnun değil.

Ancak bu sene tarımsal girdi maliyetlerindeki artış çiftçinin belini bükmüş durumda. Herkesle aynı şartlarda alışveriş ediyoruz ama ayrıca bir de yatırım için kullandığımız gübre, mazot ve makine ekipmanları gibi farklı gider kalemlerimiz var.

Açıklanan enflasyon değerleri ile gübre ve mazot zamları arasındaki fark çiftçinin cebinden çıkıyor. Bir yetkili ile sohbet esnasında çiftçinin yüzde seksenlik kısmının bahçesine gübre atmadığını öğrendik. Bir birkaç gübre ve ilaç satan yeri ziyaret ettik. Bilginin çok yüksek ihtimalle doğru olduğunu gördük.

Bu şekilde olursa fındık verimi yüksek olmayabilir. Olsa da kalitesi düşük olabilir. Bu da ciddi bir milli gelir kaybına neden olur.

Seçim geçim, tehdit falan bir kenara. Çiftçi ciddi gelir kaybına uğrayabilir. Bu durumun siyasi ya da ticari değil toplumsan olarak değerlendirilmesi ülke menfaatine olacaktır. Siyasi olarak önünüzde seçimler olabilir, kendinize hedefler koymuş olabilirsiniz, Ankara’daki dayılarınıza da güvenebilirsiniz ama evine ekmek getiremeyen insanlara dert anlatmak zor olacaktır. Ve temelde göreviniz herkesin evine rahat bir şekilde ekmek getirmesi olmalıdır.