Köşe Yazıları

Artarsa biteriz

 

Sağlık Bakanlığı, yaz sezonu ortası kabul edilen 24-31 Temmuz tarihli haftalık koronavirüs tablosunu açıkladığında yeniden endişeler artmaya başladı.

Haftalık tabloya göre, 406 bin 322 kişinin testi pozitif çıkarken, 337 vatandaşımız da vefat etmişti.

Testi pozitif çıkan sayısına bakıldığında bu güne kadar geçen sürede rekor olduğunu görüyoruz. Sayının artmasında en önemli gerekçe maskelerin zorunlu olmaktan çıkarılması ve aşılanma oranının yok denecek kadar düşük olmasıdır.

Vaka sayısı Temmuz’un son haftasında rekor sayıya ulaşmasından sonra 1-7 Ağustos ilk haftasında sayı biraz azalsa da 232 bin 253 kişinin testi pozitif çıkarken, 380 kişi de yaşamını yitirmesi tedirginliğin devam etmesine neden oldu.

Vakalar Temmuz sonu zirvesinden aşağı doğru ivme gösterse de koronavirüs sorunuyla yaşamaya devam ediyoruz.

8-14 Ağustos haftasında vaka sayısı 143 bin 778, can kaybı ise 342 olarak kayıtlara geçti.

16-21 Ağustos haftasında 80 bin 20 kişinin testi pozitif çıktı, 231 kişi yaşamını yitirdi.

Önceki haftaya göre hem vaka sayısında, hem de can kayıplarında azalma yaşandı.

Türkiye’de ilk kovid-19 vakasının tespit edildiği 11 Mart 2020’den bu yana 17 milyon civarında vatandaşın testi pozitif çıkarken, 100 binin üzerinde kişi hayatını kaybetti.

Bu durum gösteriyor ki, aşılama oranı ne kadar yeterli olsa da tam bağışıklık için daha çok yol var.

***

Öte yandan, bildiğiniz üzere bu virüsün kaynağı Çin’in Hubei bölgesinin başkenti olan Vuhan’da ortaya çıktığı ve oradan yayıldığı iddia edilmişti.

Alınan bilgilere göre, geçtiğimiz hafta yine aynı ülkenin Siçuan eyaletinin merkezi 21 milyonluk Çıngdu şehrinde artan koronavirüs vakaları nedeniyle bölgede kapanma tedbirleri uygulandı ve süresiz olarak uzatıldı.

21 milyonluk şehirde, vatandaşların testler dışında evlerinden çıkmamaları istenirken, her aileden bir bireye günlük alışveriş için izin verileceği açıklandı.

Dünya bir yandan koronavirüsle uğraşırken şimdi de maymun çiçeği virüsü ile tanışır olduk.

Yılbaşından bu yana 95 ülkede maymun çiçeği vakalarının görüldüğü, Ağustos sonu itibarıyla toplam vaka sayısının 40 bine yaklaştığı ve 15 civarında kişinin yaşamını yitirdiği öğrenildi.

Türkiye’de bugüne kadar uygulanan toplam aşı miktarı ise 152 milyon doza ulaştı. Elimizde yerli üretim “Turkovac” olmasına rağmen ilginin daha çok “BioNTech” aşısına olduğu belirtiliyor.

Açıkçası şu:

İpin ucunu kaçırmamak zorundayız. Her ne kadar ilk vakaların olduğu döneme göre çok daha hazırlıklı olsak da virüsün hızlı yayılma olasılığını da göz ardı etmemeliyiz.

Burada ciddi tedbirler alınmazsa kışa doğru vakaların artma olasılığı bulunuyor. Her ne kadar elimizde yeterince aşı olmasına rağmen ne yazık ki, aşılama oranı çok düşük seviyede bulunuyor. Bu ilgisizliğin arkasında Sağlık Bakanlığı’nın ve İç İşleri Başkanlığı’nın payı olduğunu söylemek durumundayız.

Diğer bir tedirginlik; 2021-2022 eğitim ve öğretim döneminin de başlamasıyla birlikte bulaş riskinin arttığı göz önünde bulundurarak tedbirleri elden bırakmamak gerekiyor.

Önümüzde seçim mitingleri ve salon toplantıları da önemli risk taşıyor. Daha önceki “lebaleb” kongreler dikkate alındığında bu yıl ve gelecek yıl çok yoğun toplantılar ve dolayısıyla riskler bizi bekliyor.

Bütün bu değerlendirmelere baktığımızda tedbirsiz bir yıl geçirilmesi halinde ister koronavirüs, ister maymun çiçeği virüsü, bizim peşimizi bırakmayacaktır. İnşallah yeniden artış olmaz ama olursa inanın hem ekonomik hem de psikolojik olarak biteriz!