Köşe Yazıları

Şentürk’ün önerisi samimi

 

2014 yılında yapılan yerel seçimden önce köy muhtarlarına köylerin ortadan kalkacağı, dolayısıyla köy tüzel kişiliği diye bir şeyin artık var olmayacağı açıkça anlatıldı. Haliyle köylerin üstünde olan arsa, arazi, tarla, bahçe ve yapıların da belediyeye geçeceği açıkça ifade edildi.

Buradan mesajı alan muhtarlar köy tüzel kişiliği üstündeki yerleri derhal köyde bulunan cami derneklerinin üstüne geçirdi.

Mesajı alanlar almayanlara söyledi. Sonunda herkes birbirini ikaz etti ve yerler köyün elinde kalmış oldu. Bazı köy muhtarları da “ne olacaksa olsun” diye düşündü. Sonunda seçim yapıldı ve büyükşehir yasası gereği köylerdeki yerler belediyeye geçti. Buraya kadarını biliyorsunuz.

Sonrasında sistem şöyle işliyor: belediyenin elindeki yeri biri talep ederse, belediyenin de o yer ile ilgili planı yoksa ihale açılması zorunlu oluyor.

Buraya kadar da sıkıntı yok. Yasa bu şekilde…

Ancak ihale şartnamesi hazırlanırken çok maddeleri biz belirliyoruz. MHP’li Fatih Şentürk diyor ki, kardeşim ihale şartnamesini hazırlarken, o köydeki vatandaşların önceliği olsun. Diyelim ki yer Yassıgeçit’te. İhaleye “5 yıldır Yassıgeçit’te ikamet eden ve 5 yıl içinde aldığı taşınmazı satmama teminatı veren kimse yoksa herkese açık” diyeceksin konu kapanacak.

Buna ek olarak, “satılan taşınmazdan elde edilecek gelirin yüzde 20’si o muhtarlık bünyesinde harcanacak” diye bir madde koyarsanız tadından yenmez. Bu şekilde yasa dışına çıkmadan vatandaşın gönlünü almış olursunuz. “Arsamız satıldı ama sonuçta gelirin bir kısmı bize harcandı” diye kabullenir köy halkı da.

Onun için Şentürk’ün dediklerini ciddiye almak lazım.

 

Dante gibi ortasındayız ömrün

Cahit Sıtkı Tarancı, 35 Yaş Şiiri’nde “Yaş 35/ Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün” demiş.

31 Mart 2019’da yapılan seçimlerin üstünden tam 30 ay geçti. Zaten seçilenlerin görev süresi 60 ay. Demek ki yarısı geçmiş ömrün.

Diğer yarısı rampa aşağı zaten. Ağzım burnum diyene kadar seçim gelir.

Son bir yılı zaten sayma. Geriye ne kaldıysa o senindir.

Şimdiye kadar olan zamanın muhasebesini iyi yapmak lazım. Bu sadece belediye başkanları için de değil. Muhtarlar için de bu şekilde. “İnsanlar benden nu umdu ben insanlara ne verdim” sorusunun yanıtını bir muhalife sormak lazım. Yoksa işler sarpa sarıyor. Hani derler ya “Fındıklığını düşmana tımar ettireceksin” diye. Eleştirini de dostuna yaptırmayacaksın. Şimdinin dostları acı söyleyemiyor. Daha doğrusu acı söyleyeni dosttan saymıyoruz biz.

Onun için yekten düşmana sormak lazım, “İki buçuk yıldır nasıldım” diye.

Zira onun şimdi söyledikleri seçim meydanlarında duyacaklarınız olacak.

Seçim meydanında rakiplerinizden duyacağınız şeyleri şimdiden düşmanlarınızdan duymanız, koronaya karşı aşı olmanız gibi bir şey.

Yani şimdi zayıflatılmış eleştirilere yanıt vermeye alışırsanız seçim meydanlarında sesiniz gür çıkar.

Ben yolun başında uyarmıştım. Beş sene çabuk geçer demiştim. Şimdi yolun ortasında bir kez daha ikaz ediyorum. Halktan koparsanız hak ettiğinizi alırsınız. Halk sizi haklar.

Yolun sonunda görüşmek üzere.

Yolunuz açık olsun.

 

Sana sormayalım da

İshak Sarı pek güler yüzlü değildir. Siyaset bilmez. Dümdüz söyler söyleyeceğini. Sonradan aynı yola gelse de ilk anda her fikri bir reddeder. Sonra kendi başınayken inceler ve karar verir.
Açıkladığı kararını pek değiştirmez onun için de “dik kafalı” diye bilinir.

Ama haram yer mi?

Bile isteye haram yiyeceğini zerre kadar düşünmüyorum. Karasu’nun çok büyük bir kısmı da benimle aynı fikirdedir. (Güler yüzlü olduğunu düşünen falan olabilir. Ben dürüstlük konusundan bahsediyorum. Sonuçta mesai arkadaşı hatta arkadaşı değilim İshak Bey’in.)

Ancak belediye başkanının belediyenin her alanına hakim olması mümkün mü? Yüzlerce çalışanın her birine kefil ya da polis olması mümkün mü? Değil!

Bunun yanı sıra personelin İshak Sarı ile görüşmek için randevu talep ettiğini duyuyoruz. Hatta bazılarına yanıt da verilmemiş. İshak Bey, “Herhangi bir konuda bana bir şey söylemek isteyen herkese kapım açık” diyor ama açık kapıdan içeri giremeyenler olduğunu öğrendik. Acaba İshak Bey dışardakileri dinliyor mu yoksa ne diyeceklerini bildiğinden içeri almaya gerek mi görmüyor?

Ya da çok güvendikleri, dışarıdakilerin randevu talebini içeri mi iletmiyor?

Bir çalışanın başkandan neden randevu talep edeceği mevzusuna ise girmiyorum.

 

Kime ödül verildi ve neden

Karasu Belediyesi’nde bazı kişilere ödüllendirme yapılmış. Ödüllendirmeler başkan takdiri ile yapılıyor. Genelde de para veriliyor. Maaş ödüllendirmesi falan. Emniyette mesela başarılı bir operasyon sonrası verilir maaş ödülü.

Ya da öğretmenlere başarı belgesi verilir (öğretmenlere maaş ödülü çok nadir verilir bu arada.)

Karasu Belediyesi’nde maaş ödülü verilmiş, birkaç kişiye. Keşke bu kişilerin ne başarı elde ettikleri de açıklansaymış.

 

Web sitesini kapatın 

Karasu Belediyesi’nin web sitesi var. İnternete Karasu yazıyorsunuz çıkan ilk sayfada yer alıyor. Çünkü uzantısı devlet tarafından veriliyor.

Siteye giriyorsun. Meclis gündemi kısmı boş, meclis kararları boş, meclis üyeleri kısmında eksikler var.

Sitemiz var mı? Var!

Bu şekilde site olacağına olmasa daha mı iyi, kesinlikle daha iyi…